19 Temmuz 2014 Cumartesi

I- PLANLAMA (25 madde)


SUN TZU der ki, 

1. Savaş sanatı bir devlet için yaşamsal öneme sahiptir. 

2. Ölüm-kalım meselesidir. Güvenliğe kavuşmanın yahut yok olmanın yoludur. Bu nedenle ihmal edilmesi kesinlikle düşünülemez. 

3. Savaş Sanatı, savaş koşullarının değerlendirilmesinde mutlaka göz önüne alınması zorunlu beş önemli faktörün etkisi altındadır. 

4. Bu faktörler: (a) Uyum (Ahlak) Faktörü, (b) Hava Faktörü, (c) Arazi Faktörü, (d) Liderlik Faktörü, (e) Disiplin Faktörü' dür. 

5. Uyum faktörü ahlakı simgeler. Savaşçıların komutanları ile uyum içinde olmalarının nedenidir. Astların yaşamlarını hiçe sayarak, tehlikelere aldırmadan komutanlarını takip etmelerini sağlar. 

6. Hava Faktörü gece ile gündüz, soğuk ile sıcak, zaman ile mevsim zorluklarını öne çıkartır. 

7. Arazi Faktörü, alınması gereken kısa ya da uzun mesafeleri, tehlike ile güvenlik, açık arazi ile vadi, boğazlar ve dar geçitleri, ölüm ya da yaşam şanslarını etkiler.

8. Liderlik Faktörü zekânın, insancıllığın, güvenin, cesaretin, düzenin simgesidir.

9. Disiplin Faktöründen anlaşılan ordunun tüm birimleriyle ahenk içinde ilerlemesi, subayların arasındaki rütbe paylaşımı, ordu için gerekli lojistik desteği sağlayacak yolların bakımı ile ordu harcamalarının kontrolüdür. 

10. Bu sayılan beş faktörü bilerek kullanan her komutan başarılı olacak, asla kaybetmeyecektir. Bilmeyense zafere ulaşamayacaktır. 

11. Bu nedenle, savaş alanında yapacağınız stratejik ve taktik kararlarda beş faktör çerçevesinde aşağıdaki sorulara benzer soruları kendinize sormalısınız. 

12. Sorular: 
(a) Hangi komutan "Ahlak Faktörüne" sahip? 
(b) Hangi komutan daha yetenekli?
(c) Hangi komutan Hava ve Arazi Faktörlerinin avantajlarını kullanabiliyor? 
(d) Hangi taraf daha disiplinli? 
(e) Hangi ordu daha güçlü? 
(f)  Hangi tarafın subay ve askerleri daha eğitimli? 
(g) Hangi orduda ceza-ödül kavramı daha düzenli, daha adil? 

13. Bu yedi soruya verilecek cevapları değerlendirerek zafer ya da yenilginin kehanetini yapabilirim. 

14. Benim önerilerimi uygulayacak komutan zafere ulaşacaktır. Onu takip edin. Önerilerimi dinlemeyen ya da uygulamayan komutanları takip etmeyin. Kaderleri yenilgidir. 

15. Önerilerimden faydalanırken, kurallara uysun uymasın karşınıza çıkacak, size yardımı olabilecek hiçbir fırsatı da kesinlikle kaçırmayın. 

16.Koşullar ne kadar lehinize ae olsa yeni durumlara göre planlarınızda zaman, zaman değişiklikler yapmakta fayda olacağını sakın unutmayın.

SUN TZU der ki, 

17. Tüm savaşlar aldatmacalara ve şaşırtmaya dayanır. 

18. Savaş için en güçlü olduğunuzda, kendinizi güçsüz göstermeli; kuvvetlerinizi harekete geçirirken, hareketsizmiş gibi durmalı; düşmana yaklaştığınızda, uzakta olduğunuz izlenimi vermeli; uzakta olduğunuzda ise düşmanın burnunun dibinde olduğunuza düşmanı inandırmalısınız. 

19. Düşmanı yanıltacak yemler kullanın. Düzeninizi, kontrolünüzü yitirmiş gibi yapıp, düşmanı kandırın, vurun. 

20. Düşmanın her cenahı güvenli ise kendinizi düşman saldırısına hazırlayın. Sizden güçlü ise, uzakta durun. 

21. Düşman sinirli yapıda ise daha çok sinirlendirmeye çalışın. Kendinizi zayıf gösterip düşmanın sizi küçük görmesini sağlayın. 

22. Dinlenmek istediğinde rahatsız edin. Güçleri birleşik durumdaysa bölmeye, ayırmaya çalışın. 

23. Hazır olmadığı anda saldırın, hiç ummadığı yerlerde karşısına çıkın. 

24. Zafere yönelik taktik uygulamalarınızın düşman ta'rafından önceden anlaşılamaması için gerekli gizlilik tedbirlerini alın. 

25. Zaferi kazanan komutan savaş öncesi en çok hesaplamayı yapandır. Savaşı yitiren komutan ise savaş öncesi mutlaka yeterince plan yapmamıştır. Bu nedenle savaşa girmeden önce mutlaka zafer hesabı yapın. Ancak, bu arada her ihtimale karşı, yenilgi hesabını ve stratejisini yapmayı da unutmayın. Plan yapmaya verdiğiniz önem zafer ya da yenilginin belirleyici faktörü olacaktır.

II- SAVAŞIN MALİYETİ (19 madde)


SUN TZU der ki,

1. Savaş alanında bulunan bin adet hafif zırhlı, bir o kadar ağır zırhlı savaş arabasının yanı sıra yüz bin zırhlı savaşçı, bu savaşçıların kilometrelerce ötedeki savaş alanına  taşınmalarını  sağlayacak malzeme, cephede ve cephe gerisindeki harcamalar, savaş alanında bulunacak konukların ağırlanması gibi ufak tefek gereksinimleri, zırhlara, savaş arabalarına ödenecek tüm maliyeti alt alta getirip toplayacak olursanız günde en az bin külçe gümüş gerekeceğini görürsünüz. Yüz bin savaşçılık bir ordu bundan aşağı donatılamaz.

2. Savaş başladığında, zafer gecikecek olursa, savaşçılarınızın silahları körleşmeye, savaşma şevkleri kırılmaya başlar. Özellikle bir ana hedefi kuşattığınızda, gücünüzün hızla azalmaya başladığını görürsünüz. 

3. Hele bir de, ülkenizin sefer imkanları kısıtlı ise, devletin zaferle sağlayabileceği olanaklar çekilen sıkıntıya değmeyecektir. 

4. Silahlarınız yetersiz kalıp, şevkiniz kırılıp, gücünüz tükenip, hazineniz eridiğinde daha önce yanınızda bulunan diğer komutanların sizin yaptığınız aşırılıklardan yararlanmaya çalışmak için harekete geçtiklerini göreceksiniz. Bu durumda, ne kadar akıllı olursa olsun hiç bir kimse böyle bir durumun yaratacağı sonuçları engelleyemez. 

5.  Bu nedenle, savaşta acelecilik aptallıkla eş anlamlı olmasına rağmen, akıl ile zaman yitirmenin de yan yana gelebileceğini kimse söyleyemez.

6. Uzatmalı savaştan kazançla çıkmış bir ülke görülmemiştir. 

7. Savaşı kazançla kapatmanın yolunu bulacak kişi savaşın vereceği zararları en iyi bilen kişidir. 

8. Deneyimli, akıllı komutan mevcut olanaklarına göre planlamasını yapar. Savaşa girince takviye gelmesine umut bağlamaz. 

9. Savaş araç ve malzemelerini, diğer lojistik gereksinimlerini ülkenden getir. Düşman arazisinde atlarına yem bulmanın yollarına bak. O zaman savaş esnasında aç kalmazsın. 

10. Devlet maliyesinin zayıflığı, ordunun vatanından uzak düşman arazisinde savaşması, daha çok lojistik destek ihtiyacını gerektirir. Uzaktan yardımla yaşamak zorunda kalan ordunun halkı fakirleşir. 

11. öte yandan ordunun yakında olması fiyatları yükseltir. Yüksek fiyatlar da halkın yaşam seviyesini düşürür. 

12.Yaşam seviyesi düştüğünde, halk ağır yük altında kalır. 

13. Düşük yaşam seviyesi, güç tükenmesi yüzünden halkın dişinde tırnağında kalmaz, gelirlerinin büyük kısmı ek vergi olarak alınırken, devletin masrafları ise kırılan savaş arabalarının onarımı, eksilen atların, zırhların, ok, yay, mızrak, kalkanların ikmali, malzeme arabaları ile bu arabaları çekecek öküzlerin alımına yapılan harcamalarla artar. 

14. Bu nedenle, akıllı bir komutan giderlerini düşmana yıkmaya çalışır. Düşmandan alınacak bir araba malzeme kendi ülkesinden çıkacak yirmi araba malzemeye; düşmandan el konacak bir çuval hayvan yemi kendi ülkesinden getirilecek yirmi çuvala eşittir. 

15. Düşmanı yok etmek istiyorsak askerimizi kızıştırmamız gerekir. Bu da alınacak ganimetlerin asker arasında paylaştırılması ile yapılabilir. 

16. Bu amaçla, savaş esnasında on ya da daha çok savaş arabası ele geçirildiğinde savaş arabalarını ilk arabayı ele geçirene verin. Arabalardaki düşman bayraklarını kendinizinkiyle değiştirin, ele geçen savaş arabalarını kendi arabalarınızın safına katıp savaşa devam edin. Ele geçen esirlere ise iyi davranın. 

17. Ele geçen düşman ganimetlerini ve esirleri kendi gücünüzü artırmakta kullanın. 

18. Savaşta amacınız uzun sefer değil, zafer olsun. 

19. Şu çok iyi bilinmeli ki, ordu komutanı halkının kaderini,  barış  ya  da tehlike  içinde yaşamasını elinde tutan kişidir.

III- SAVAŞTA STRATEJİ (19 madde)


Sun Tzu der ki,

1. Savaş Sanatı'nın en pratik kavramı, düşman ülkesini tümüyle, zarara uğratmadan ele geçirme fikridir. Yakıp yıkmanın kimseye faydası olmaz. Aynı şekilde, bir orduyu da tümüyle ele geçirmenin nimetleri sınırsızdır. 

2. Bu nedenle, savaşların tümünde savaşarak zaptetmek en üstün başarı demek değildir. Üstün başarı düşmanın direncini savaşmadan kırmaktır. 

3. (a) Komutanlığın en üstün meziyeti düşman planını çözüp, kırmaktır. 

3. (b) En iyi ikinci meziyet düşman güçlerinin birleşmesini engellemektir. 

3. (c) Üçüncüsü ise düşman ordusuna savaş meydanında taarruzda bulunmaktır. En kötü meziyet ise surlarla korunan bir kentin kuşatılmasıdır. 

4. Savaşta ana kurallardan biri, mümkün olabildiğince surlarla  korunan  kentlerin  kuşatılmasından kaçınmaktır. Kuşatmada kullanılacak savaş gereçlerinin hazırlanması bile aylar sürecektir. 

5. Öfkesini kontrol etmesini bilmeyen komutan ordusunu düşman üstüne karınca sürüsü gibi yollayandır. Bu taktik, ordusunun en az üçte birinin daha savaşın başında boşu boşuna yok olmasından başka sonuç getirmez. Özellikle kuşatma esnasında başa gelen en büyük felaket budur. 

6. Akıllı  lider düşman ordusunu savaşmadan, düşman kentlerini kuşatmadan ele geçirmesini bilir. Düşman krallığını savaş meydanında uzun sürecek savaşlardan çok savaş oyunları ile bitirir. 

7. Ordusunu savaş meydanlarında boşuna kırdırmadığından imparatorluk tahtına göz dikebilir. Böylece bir adam bile yitirmeden kesin zafere ulaşabilir. İşte buna Stratejik Savaş denir. 

8. Savaşta önemli bir kural: Elindeki ordunun gücü düşmandan on misli büyük ise düşmanı kuşat; beş misli büyük ise saldır; iki misli büyük ise ordunu ikiye böl. 

9. Güçleriniz eşitse hala çatışmaya girebilirsin; gücün zayıfsa düşmandan uzakta durmanda fayda var; ancak her alanda düşmandan zayıfsak geri çekilmek yapılacak en akıllıca iştir. 

10. Her ne kadar, küçük bir kuvvetle inatçı bir direniş yapmak mümkünse de, genelde büyük kuvvetlerin zafere daha yakın olduğu gerçeği asla unutulmamalıdır. 

11. Komutanlar devletin kalesidir. Kalenin her noktası sağlam ise, devlet güçlü; kale çürükse devlet zayıftır. 

12. Bir komutan yapacağı üç hata ile ordusunun başına felaket getirebilir. 

13. (a) Orduya ilerleme veya geri çekilme emri verdiğinde ordunun bu emri uygulayamayacağının farkında olmaması. Buna orduyu topallaştırma da denir. 

14. (b) Ordudaki koşulları düşünmeksizin orduyu krallığını yönetir gibi yönetmeye kalkması. Bu, askerin zihninde huzursuzluk yaratır. 

15. (c) Zor koşullara uyum askeri prensibini göz önüne almaksızın, subay seçimi. Bu, askerin güvenini sarsar. 

16. Ordunun huzuru kaçar, güvenini yitirirse bu durumdan diğer prenslerin yararlanmaya çalışıp, sorun yaratacakları Kesindir. Bu da orduya anarşi getirecek, zaferi olanaksızlaştıracaktır. 

17. Zafer için beş ana koşulun bulunduğunu bilmeliyiz.

a) Savaşı, ancak ne zaman savaşılıp ne zaman savaşılmayacağım bilen kazanır. iyi 

(b) Savaşı, elindeki zayıf gücü de kuvvetli gücü de  kullanan kazanır. 

(c) Savaşı, ordusunun her seviyedeki personeline aynı ruhu veren kazanır. 

(d) Savaşı, düşmanın en hazır olmadıgi zamanı beklemesini bilen kazanır. 

(e) Savaşı, askeri kapasiteye sahip olup, sivil yönetim tarafından müdahale edilmeyen komutan kazanır. 

19. Sonuçta, düşmanı ve kendinizi iyi biliyorsanız, yüzlerce savaşa bile girseniz sonuçtan emin olabilirsiniz. Kendinizi bilip, düşmanı bilmiyorsanız, kazanacağınız her zafere karşın yenilgiyle de tanışabilirsiniz. Ne kendinizi ne de düşmanı biliyorsanız, sizin için gireceğiniz her savaşta yenilgi kaçınılmazdır.

IV- TAKTİK (20 madde)



SUN TZU der ki, 

1. Eski savaşçılar, önce kendilerini yenilgi olasılığından uzakta tutarlar; sonra da düşmanı yenmek için uygun fırsatı kollarlar. 

2. Yenilgiden kendimizi korumak bizim elimizdedir. Ancak, düşmanı yenme fırsatını bize düşman verir. 

3. İyi bir savaşçı kendisini yenilgiden koruyabilir, ancak düşmanı yenmeyi garantileyemez. 

4. Sonuç olarak, üstün yetenekli komutan gücü yeterli olmasa da savaşı kazanmayı becerebilir. 

5. Yenilmezlik savunma taktiklerine bağlıdır, düşmanı yenmek ise saldırıyı gerektirir. 

6. Savunmada kalmak, güç yetersizliğini gösterir, saldırı ise aşırı güç göstergesidir. 

7. Savunması ile ünlü komutan topraktaki her deliğe saklanabilirken, ataklığı ile ünlüsü cennetin üst katmanlarından atağa kalkar. Sonuçta, bir elimizde kendimizi koruma, diğer elimizde ise mutlak zafer yer alır. 

8. Zaferi ancak görüş alanımıza girdiğinde görmek savaş ustalığının zirvesi değildir. 

9. Savaşıp, ülkeler ele geçirildiğinde, tüm ülkenin "Aferin!" demesi de savaş ustalığının zirvesi değildir. 

10.Yerden bir tüy kaldırmak büyük bir gücün simgesi değildir. Ayı, güneşi görmek keskin görüş olmadığı gibi, gök gürültüsünü duymak da kulak hassaslığını göstermez. 

11. Eskilerin akıllı savaşçı dediği savaşçı akıllılık unvanını sadece savaşta kazanması ile değil, savaşı kolaylıkla kazanmakta gösterdiği beceriklilikle elde etmiştir. 

12. Kazandığı zaferler kendisine ne ünlü bir akıl, ne de cesaret madalyası getirir. 

13. Zaferlerini hata yapmayarak kazanır. Hata yapmamak zaferi kesinleştirir. Çünkü, zaten yenilmiş bir düşman ele geçirilmiştir. 

14. Usta savaşçı, kendisi için yenilginin olanaksız olacağı pozisyonu hazırlar, düşmanı yenme fırsatı doğduğunda bu fırsatı kaçırmaz. 

15. Savaşta zafer stratejisine sahip komutan çatışmaya ancak zaferi kazandıktan sonra girer. Yenilgiye mahkum komutan ise önce çatışmaya girer, zafere sonra yönelir. 

16. Gerçek lider Ahlak Faktörünü işler, Disiplin Faktörüne sımsıkı yapışır; böylece başarıyı kontrolü altına alır. 

17. Askeri metotta, (a) ölçme, (b) Miktar Kontrolü, (c) Hesaplama, (d) Olanakların Dengelenmesi, (e) Zafer, önemli kıstaslardır. 

18. ölçme varlığını Toprağa; Miktar Kontrolü, Ölçmeye; Hesaplama, Miktar Kontrolü'ne; Olanakların  Dengelenmesi, Hesaplamaya; Zafer,  Olanakların  Dengelenmesine borçludur.

19. Muzaffer bir ordunun karşısına çıkacak bir toplama ordunun ağırlığı, demir güllenin karşısında kefeye konacak bir buğday tanesi kadardır. 

20. Saldırıya geçen bir ordunun gücü derin bir kanyona akan nehir sularına benzer. 

V- ENERJİ (23 madde)


SUN TZU der ki, 

1 . Büyük bir gücün kontrolü ile bir kaç kişinin kontrolü aynı prensiplere bağlıdır. Sadece rakamların bölünmesi gerekir. 

2. Kumandanız altında bulunacak büyük bir ordu ile küçük bir birlik arasında büyük bir fark yoktur. Sadece işaretleme kullanımı değişir. 

3. Ordunuzun düşman saldırısına sarsılmadan dayanabilmesinin güvencesi dolaylı veya doğrudan yapılacak manevralara bağlıdır. 

4. Ordunuzun düşman üzerindeki etkisinin yumurta karşısındaki değirmen taşına benzemesi, düşmanın zayıf ve güçlü yanlarını keşfetme bilimindeki başarınıza bağlıdır. 

5. Her türlü savaşta doğrudan metod, çatışmaya girmekte kullanılır; ancak zaferin güvencesi dolaylı metotlardadır. 

6. Beceriyle uygulanan dolaylı taktikler hava ya da yeryüzü gibi tükenmez; nehir ya da ırmakların akışı gibi durmaz; güneş ya da ay gibi yeniden doğmak için batar; dört mevsim gibi geri gelmek üzere gider. 

7. Sadece yedi nota bulunmasına karşın bu yedi notanın karışımından pek çok melodi yaratılır. 

8. Sadece beş ana renk ( mavi, sarı, kırmızı, beyaz ve siyah) olmasına karşın bu beş rengin karışımı ile sınırsız renk üretilebilir.

9. Sadece dört tad (acı, ekşi, tatlı, tuzlu) bulunmasına karşın bu dört tadın karışımları ile sonsuz sayıda lezzet ortaya çıkar. 

10. Savaşta, doğrudan ve dolaylı olmak üzere ikiden fazla saldırı metodu yoktur. Ancak bu iki metodun karışımları çeşitli manevra yöntemlerini oluşturur. 

11. Doğrudan metod da dolaylı metod da sonunda birbirine bağlanır. Bu sonsuz dairede ilerlemek gibidir. Asla bitmez. 

12. Orduların saldırısı sel baskınına benzer. Karşısına çıkan taşları bile sürükler. 

13. Verilecek bir kararın kalitesi avına saldırıp parçalayan şahinin süzülüşündeki ahenge, zamanlamaya benzer. 

14. Bu nedenle, usta savaşçı saldırıda korkunç, karar vermede çabuk olandır. 

15. Enerji gerilmiş yay, kararsa okun atılmasıdır. 

16. Savaşın kargaşa ve gürültüsü içinde düzensizlik varmış gibi gözükse de bu yanıltıcıdır. Bütün karışıklık içinde ordunun başı ile sonu görülmeyebilir, ancak bu aynı zamanda yenilginin ilacıdır. 

17. Çalışılmış düzensizlik, disiplinin; çalışılmış korku, cesaretin; çalışılmış zayıflık, güçlülüğün hazırlayıcısıdır. 

18. Düzenliliği düzensizlik pelerinin altına .saklamak kısaca bir bölme meselesidir. Cesareti ürkeklik gösterisi ile örtmek, ilerisi için enerji biriktirmektir. Gücü zayıflık maskesi altına almaksa savaş taktik manevrasıdır. 

19. Böylece düşmanı harekete zorlama ustalığına sahip komutan, düşmanı yanıltıcı manevraları ustalıkla kullanır;  düşmana bazı önemsiz yemler verip düşmanı yeme saldırtır. 

20. Yemleri sürekli olarak göstererek düşmanı sürekli hareket etmeye zorlar; sonra da asıl ordusuyla pusuya yatar, düşmanı bekler. 

21. Akıllı savaşçı, birleşik enerjinin etkisine inanır; bireysel bazda, savaşçılarından aşırı beklentide bulunmaz. Becerisini doğru adamları seçip, yan yana getirerek birleşik enerjiyi üretip, kullanmakta gösterir. 

22. Savaşçılar, birleşik enerjiyi kullandığında, düşmanın üzerine tepelerden aşağı yuvarlanan taşlar gibi akarlar. Unutmamalı ki bir taş düzlükte hareket edemez; dört köşeli ise tepelerden de akamaz. Savaşçı, taşlarının yuvarlak olmasını sağlamalıdır.Ustalık budur. 

23. Usta savaşçıların ürettikleri enerji binlerce metrelik dağlardan yuvarlanarak dolu dizgin akan yuvarlak taşların momentidir. Bu, enerji hakkındaki sözlerimin sonudur.