SUN TZU der ki,
1
-Savaş Sanatı dokuz tip arazi tanımlar. (a) Karışık Arazi (b) Yakın Arazi (c)
İhtilaflı Arazi (d) Açık Arazi (e) Anahtar Arazi (f) Ciddi Arazi (g) Zor Arazi
(h) Kuşatılmış Arazi (i) Ümitsiz Arazi
2.
Savaş kendi ülkemizde yapılıyorsa bu arazi türüne "Karışık Arazi"
denir.
3.
Düşman arazisine girmemize rağmen henüz kendi sınırlarımızın yakınındaysak bu
tür araziye "Yakın Arazi" denir.
4.
Sahip olunması her iki tarafa da büyük avantaj sağlayan araziye "İhtilaflı
Arazi" denir.
5.
Her iki tarafın da kolaylıkla girip çıkabildiği araziye "Açık Arazi"
denir.
6.
Üç krallığın arazilerinin birleşme noktasında yer alan arazilere "Anahtar
Arazi" denir. Bu tür arazilere sahip olan krallık, imparatorluğun da büyük
kısmına sahip olur.
7.
Bir ordu düşman ülkesinin bağrına girmiş olmasına karşın, ardında kuvvetli
düşman kaleleri bulunmakta ise bulunduğu arazi konumu "Ciddi Arazi"
olarak adlandırılır.
8.
Geçilmesi zor olan dağlık ormanlar, çalılık yamaçlar, bataklıklarla kaplı
arazilere "Zor Arazi" denir.
9.
Dar vadilerden geçilerek ulaşılabilen, içinden daracık keçi yolları ile
çıkılabilen arazilere "Kuşatılmış Arazi" denir. Bu tür alanlarda
zayıf bir birlik koca bir orduyla başa çıkabilir.
10.
Sadece gecikmeden savaşmamız halinde içinden sağ çıkabileceğimiz araziye
"Ümitsiz Arazi" denir.
11.
Karışık Arazi'de savaşma. Yakın Arazi'de durma. İhtilaflı Arazi'de
saldırma.
12.
Açık Arazi'de düşmanın yolunu kapatma. Anahtar Arazi'de müttefiklerinle işbirliği
yap.
13.
Ciddi Arazi'de düşmanı yağmala. Zor Arazi'de yoluna dikkatle devam et.
14.
Kuşatılmış Arazi'de stratejini gözden geçir. Ümitsiz Arazi'de savaş.
15.
Eskinin deneyimli komutanları düşmanın öncüler: ardçıları arasındaki
ahengi bozmanın ustaları olmuşlardı. Böylece, ordu karargahlarının
kendilerine bağlı birliklerle olan işbirliğini bozmanın yanı sıra yedek
güçlerin zor duruma düşen birliklerin imdadına yetişmesine engel
oluyor,komutanların subaylarına verdiği komutların birliklere ulaşmasını da
durduruyorlardı.
16.
Düşman kuvvetleri bir araya geldiğinde bile aralarında düzensizlik yaratmasını
biliyorlardı.
17.
Kendilerine avantaj sağlayacağını gördükleri zaman ilerliyorlar,
görmediklerinde hareketsiz bekliyorlardı.
18.
"Düzgün bir şekilde saldırı için ilerlemekte olan kuvvetli bir düşman
karşısında ne yapardınız?" diye sorulduğunda , "Düşman için çok
önemli olan bir şeyi elime geçirmeye çalışır, sonra da düşmanın aman dilemesini
beklerdim."diye cevap verirlerdi.
19.
Savaşta sürat ana silahtır. Düşmanın hazır olmadığı anı kollayın. Beklenmedik
yollardan geçip, korunması ihmal edilmiş noktalardan vurun.
20.
Düşman topraklarını işgal etmekte olan bir ordunun prensipleri şunlardır:
Düşmanın içine ne kadar girerse niz askerleriniz arasındaki dayanışma o
kadar artar. Düşmanı askerleriniz arasındaki dayanışma yok eder.
21.
Zengin ülkelere girdiğinde, ordunu besleyebileceğin akınlar düzenle.
22.
Adamlarının durumundan emin ol. Ücretlerinden aşırı kesinti yapma. Enerjini,
gücünü yoğunlaştır. Ordunu sürekli hareket halinde tut, değişik harekat
planları geliştir.
23.
Askerlerini kaçışın olanaksız olduğu noktalara sür ki, ölesiye
savaşsınlar. Ölümle karşı karşıya olan bir askerin beceremeyeceği iş yoktur.
Ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olan askerler de subaylar da güçlerinin
zirvesine çıkarlar.
24.
Çıkış yolları kapalı, kaçma olanağı kalmayan askerler korku duygusunu
yitirirler. Direnme güçleri sonsuzlaşır. Hele, bir de yabancı
topraklardaysa, inatçı bir cephe oluştururlar. Yardım gelmesi de zor
gözüküyorsa, sıkı bir mücadele verirler.
25.
Böyle bir durumda askerleriniz emir beklemeye bile görmeden kulakları kirişte
olur; verdiğiniz her emir anında yerine getirilir; sınırsız sadakat
gösterirler, her konuda sonsuz güvenebileceğiniz askerlere dönüşürler.
26.
Asker arasındaki batıl itikatları, kehanetleri durdur. O zaman ölümden başka
korku kalmaz.
27.
Askerlerimiz paraya çok önem vermiyorlarsa bu zengin olmak istememelerinden
değildir. Ömürleri çok uzun olmuyorsa, bu da kesinlikle ölmek istemelerinden
değildir.
28.
Askerlerinize savaş emri verdiğinizde, içlerinde hüngür, hüngür ağlayanlar,
zırhlarını göz yaşlarıyla yıkayanlar çıkabilir. Ancak savaşa girdiklerinde her
birisinin bir kahraman olacağından şüpheniz olmasın.
29.
Usta savaş taktisyeni çıngıraklı yılana benzer. Kafasına saldırırsan,
kuyruğundaki zehirle saldırır; kuyruğuna saldırırsan, dişlerini geçirir;
gövdesine saldırırsan, hem dişleri ile hem de kuyruğu ile saldırır.
30.
Bana, "Bir ordu çıngıraklı yılana benzeyebilir mi?" diye soracak
olursanız, cevabım "Evet," tir. Aralarında anlaşmazlık olan Komutan
Wu ile Komutan Yueh'in askerleri aynı teknede nehri geçerken bir fırtınaya
yakalanacak olurlarsa, sol elin sağ ele yardımı gibi bir araya geleceklerdir.
31.
Savaşta zafer için, atlarımızın koşumlarına, savaş araçlarımızın topraktaki
izlerine güven yeterli değildir.
32.
Savaşta bir ordunun yönetim prensibi asker için yüksek bir cesaret seviyesi
belirlemek ve her askerin bu seviyeye ulaşmasını sağlamaktır.
33.
Güçlülük ile zayıflığın aynı anda nasıl en iyi kullanılacağı sorusunun cevabı
arazi pozisyonlarındaki seçimlerdedir.
34.
İşinin ehli komutan ordusunu sanki bir kişiyi yönetir gibi, elinden tutarak
yöneten komutandır.
35.
Çok konuşmayarak, gizliliği güven altına almak; dimdik durup, adaletli olarak
disiplini sağlamak komutanın görevidir.
36.
Subaylarının, askerlerinin kafasını gerektiğinde yanlış rapor ve olaylarla
karıştırıp, her şeyi sorgulamalarını engellemesini de bilmelidir.
37.
Savaş düzenlerini, planlarını değiştirerek, düşmanının kendi ordusu hakkında
sağlıklı bilgi edinmesini önlemeli, kamp yerini değiştirip, dolaylı, karışık
yolları tercih ederek düşmandan esas amacını saklamayı başarmalıdır.
38.
Ordu komutanı, en kritik anda, yüksek bir yere tırmanıp altındaki merdiveni
atmasını bilmelidir. Elini göstermeden ordusunu düşman içine başka türlü
süremez.
39.
Gemilerini yakar, yiyecek kazanlarını kırar; ordusunu koyun sürüsü gibi bir o
tarafa, bir bu tarafa yönelterek yönünün anlaşılmasına olanak yaratmaz.
40.
Düşmanı kendi planına uygun bir noktaya sürerek, tehlikeye düşmesini sağlamak
komutanın en önemli görevlerindendir.
41.
Dokuz arazi türünün her birine göre alınacak önlemler, saldırıya veya savunmaya
yönelik taktikler ile insan doğasının ana kanunlarını mutlaka özenle
çalışmalıdır.
42.
Düşman arazisinde ilerlerken genel prensip, ne kadar ileri gidilirse askerin o
kadar dayanışma göstereceği prensibidir. Sınır yakınlarında ise tam tersine
kargaşa daha olasıdır.
43.
Kendi ülkeni ardında bırakıp, komşu araziye girdiğinde, kritik arazidesin
demektir. Dört yönde iletişim kurulabiliyorsa, birleşen yolların bulunduğu
anahtar arazidesindir.
44.
Bir ülkenin içlerine girdiğinde ciddi arazidesin. Düşman arazisinde fazla
ilerlemediğinde bulunduğun arazi yakın arazidir.
45.
Düşmanın sağlam kaleleri gerinde kalmış, önünde
ise dar geçitler bulunmaktaysa bu araziye kuşatılmış arazi denir. Çıkış olanağı
yoksa bu araziye Ümitsiz Arazi denir.
46.
Bu durumda, dağınık arazide adamlarıma amaç birliği aşılarım. Yakın arazide
ise, tüm birliklerimin arasında yakın temas olmasına bakarım.
47.
İhtilaflı arazide, artçı birliklerime dikkat eder, hızlandırırım.
48.
Açık arazide, dikkatimi savunmam üzerinde yoğunlaştırdım. Birleşen yolların
bulunduğu anahtar arazide müttefiklerimle işbirliğini ararım.
49.
Ciddi arazide malzeme ikmalini güvence altına almaya çalışırdım. Zor arazide
ise dikkatimi ordumu durmaksızın ilerletmeye verirdim.
50.
Kuşatılmış arazide ordumun geri çekilme yollarını kapatırdım. Ümitsiz arazide,
askerlerime hayatlarının kurtulmasının ümitsiz olduğunu söylerdim.
51.
Bunun nedeni, düşman tarafından kuşatıldığını, yardım gelmesinin olanaksız
olduğunu bilen askerde olağan üstü inatçı bir direniş gücü, sınırsız bir
savaşma isteği nin ortaya çıkacağını; askerlerimin tehlike altında her
emri yerine getireceğini bilmemdir.
52.
Durumunu bilmediğimiz komşu prenslerle işbirliği yapamayız. Önceden
uçurumlarını, bataklıklarını, dağlarını, ormanlarını, tuzaklarını bilmediğimiz
topraklardan bir orduyu geçirmek akıl işi değildir. Yöreyi bilen kılavuzlardan
yararlanmadıkça, doğanın sağladığı avantajları kullanamayız.
53.
Savaşçı bir prens aşağıdaki dört, beş prensibi göz ardı edemez.
54.
Savaşçı bir prens güçlü bir ülkeye saldırdığında komutanlıktaki ustalığını,
düşman kuvvetlerinin birleşmesini engellemekteki başarısıyla gösterir.
Kendisini düşmana olduğundan güçlü gösterip, düşmanın olası müttefiklerini
karşısına çıkmaktan caydırır.
55.
Diğer ülkelerle işbirliği yapmaktan ya da onlardan yardım istemektense, kendi
gizli planlarını uygulayarak düşmanlarının başını döndürür, korkutur. Bunu
başardığında, düşman kentlerini fazla zorlanmadan ele geçirir, düşman
krallıklarını sona erdirir.
56.
Askerlerine kural dışı ödüller ver, önceki planların dışında da emirler buyur.
Bunları hakkıyla yaptığında, ordunu tıpkı tek kişilik bir birimmiş gibi
yönettiğini göreceksin.
57.
Askerlerine planı değil, görevi söyle. Sonucu, parlaksa göster. Durum sıkıntılıysa
sakın bir şey söyleme.
58.
Ordunu ölüm tehlikesine, zorluklara sür; zaferle dönecektir.
59.
İnsan doğası gereği zora düşmedikçe yeteneklerini sonuna kadar kullanmaz.
60
. Savaşta zafer, kendi konumunu düşman hedeflerine göre ayarlamakla
gelir.
61
. Düşman saflarının ardına inatla sarkmak, sonunda düşman komutanını öldürme
başarısını getirecektir.
62.
Buna ince hesapla kazanmak denir.
63.
Komutayı ele aldığında, cephedeki ön yolları kapat, resmi kayıtları yok et,
elçilerin geçişini engelle.
64.
Savaş konseyinde kararlı ol, durum kontrolünü eline al.
65.
Düşmanın açık bıraktığı kapıdan içeri dal.
66.
Düşmanın kutsal varlıklarını ele geçirerek düşmanı zorla. Düşman birliklerinin
ilerleme zamanlamasını öğrenmenin bir yolunu bul.
67.
Güçlerini hazırlamadan bitirici savaşa girme.
68.
Düşmanın açığını buluncaya kadar yeni gelin gibi çekingen ol; açığı bulduğun an
yaban tavşanı gibi fırla. Düşman için artık çok geçtir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder